Ben Kimim

 
 
 

BİR YERE KAÇAMAZLAR ARTIK

 
Emekli Hava Pilot Albay

Tekin AKKOYUNLU

 

Filo'muz Bandırma'daki F - 5 intibak uçuşunu bitirdi. Bu arada Merzifon pisti tamiri devam ettiğinden harbe hazırlık eğitimini Bandırma'da sürdürüyoruz.

Dört F - 5A Çanakkale Radar Kontrolu'nda radar önleme eğitimi yapıyoruz. İki uçak, yeni bir eleman tedafüi taktik kolda hedef durumunda uçarken, taarruzi taktik kolda uçan iki uçak hedef taarruz ediyor. Taarruz eden hedefi gördüm veya radar hedefe beş mil var deyinceye kadar, hedef uçan eleman durumunu bozmuyor. Bu andan sonra hedef uçak da taarruzi taktik kol durumuna girip, kendisine taarruz edeni karşılamak üzere pozisyonunu alıyor ve akabinde filmlerde daha göremeyeceğiniz korkunç ve kıyasıya bir köpek dalaşmasına, yani hava muharebelerine başlıyoruz. Radar önlemesi ve hava muharebesi görevinde her pilot, birer defa lider ve birer defa kol uçucusu durumunda görev yapıyor. Çanakkale radar kontrolörleri hayatlarından memnun, karşılarında bu işin ehli av önleme pilotları var. Havada konuşmalar gayet kısa ve kodlu, radar hedef 10 milde dedi mi alışkın gözlerimiz hedefi hemen görüyor. E, ne demişler Adımız Hıdır işimiz budur.

Bizim eleman hedef durumunda. Ben liderliğini yaptığım, Üsteğmen Çelik lider ve iki numarası olarak ben kolundayım. Taarruz eden kolun lideri Üsteğmen İbrahim ve iki numarası Üsteğmen TEKİN. Kolda tekin Üsteğmen varsa, hele radar önleme yapılıyorsa, göz doktorları istedikleri kadar insan tabiatına aykırı desin, oğlan sizi yirmi milde görür vallahi.

  Radar:
  -Hedef 15 milde diyor.

Biliyorum TEKİN bizi çoktan gördü ve durumu İbrahim'e bildirdi. En aşağı liderlik yapan ÇELİK de benim kadar huzursuz. Nerede ise bir taraftan taarruza uğrayacak.

  Radar:
  -Hedef 5 milde, ikazını yapıyor.

Tedafüi durumdan, taarruzi durumdaki yani lidere 1200 feet mesafede ve onun arkasındaki 30 derecelik koni içindeki yerimi almamla, Çelik, sağa sert bir dalışla dönüşe giriyor. Gaz kolları after burner'de. Sürat artıyor. Lider uçağı düzeltip, kanatlar düz bir şekilde çekişe başlıyor. Ağırlığım bu manevra ile beş misline çıkıyor. Gözlerimizin kararmasını önleyen "G" elbisesi bacaklarımı sıkıştırıyor. Gaz kolları üzerinde bulunan sol ve uçuş kumandası üzerinde bulunan sağ elim ve direksiyondaki ayaklarım adeta yerine yapışmış gibi. Liderin takibine kayarken ufku terste görüyor. İbrahim'in kolu hemen sol altımdan geçerek tırmanışa başlıyor. Çelik ters dalışı, sağa yarım dönüşle tamamlıyor ve kendimizi şakuli makaslama manevrası içinde buluyoruz. İbrahim adamın peşini bırakır mı? ÇELİK pes eder mi? Olan bana oluyor. Kolda tutunmak için gaz kolları bir rölantide, bir A/B'de gidip geliyor. Koltuk altlarım sırılsıklam, kaskımın içi vıcık vıcık. Ter kaşlarımdan süzülerek gözüme girmeye çalışıyor. Ağır ağır geriye sarkmaya başlıyorum. Onlar benden 6 - 7 yaş daha genç. Biliyorum sürüden ayrılanı kurt kapar. Birazdan İbrahim'in kart sesi "iki numaranı düşürdüm" diyecek. İbrahim, TEKİN ve ÇELİK üçlüsü uçuş öğretmenlerinden intikam mı almaya çalışıyorlar, çünkü hareketleri gittikçe sertleşiyor. Uçuş öğretmeni iken onlara ne yaptım acaba?... Bir gün içki masasında, Üsteğmen Erol, "Hocam kol uçuş kontrolünde bana 78'den daha fazla not verseydiniz, uçuş birincisi olacaktım" diyerek sitem etmişti. 

  Radar kontrolörü imdadıma yetişiyor.
  -Akıncı kollar, radar önleme görevini iptal edildi. İki uçak, Kara Burun Kilyos civarında bulunan hedefi teşhis edebilir mi? diyor.

Dörtlünün ana lideri benim. Kola yakıt kontrolünü soruyorum. Kısa ve tek kelime ile durumlarını bildiriyorlar. Benim ve ÇELİK'in yakıtı daha fazla. Diğerlerini TACAN alçalmasını müteakip inişe gönderiyorum.

Hedef üç - beş başta 28 bin feet'te. Bizim irtifamız 34 bin feet. Ses süratli olan bir Mach civarında hedefe yaklaşıyoruz. Mesafe 25 mil. Gaz kolları military'de. Sürat 1.3 Mach. Hafif dalışa geçiyoruz.

Sürat 1.3 Mach'da sabit. Hedef görüldü. Sağa doğru kayıyor... Gaz kolları A/B. Sürat 1.5 Mach, hedef komşunun BACKFIRE uçağı. Av bombardıman Jet. Ama şu anki görünüşü ile keşif tipi. Her tarafından mayın gibi çıkıntıları var. Sinop, Samsun civarında meraklı tazeyi sık sık görürdük ama, F-86'larla bir türlü yakalayamazdık. Hemen irtifa almaya başlarlar, biz sokuldukça irtifa almaya devam ederler ve 35 bin feet civarında bizim emektar, "daha yükseğe çıkamam abicim" numarasına yatınca A/B'lerini devreye sokar ve süratle uzaklaşırdı.

İki numaraya pörçte, yani bulunduğum irtifadan 3 - 4 bin feet yukarda kalmasını söylüyorum. Hedefi 30 - 40 derecelik bir açı ile kesmeyi müteakip, sağ geri açığından hedefin üzerine doğru sola bir fıçı tono çevirip sol kanadında koluna giriyorum. Hedef pilotunu, inanılmaz bir şekilde bana bakarken buluyorum. İrtifa almaya çalışıyor. Sola denize dönecek, biraz kanat hizası üstüne çıkıp, durumunu değiştirmeyince dönüş de yapamıyor. Panik içinde gariban. İki numaraya da sağ kanatta yerini almasını ikaz ediyorum. Sekiz on saniye içinde iki numara hedefin sağ kanadında. Eskiden ve uçakları yakalayamamamın verdiği sinirli tatminsizlik, şimdi pilotuna acımaya dönüşüyor. Oyun oynamaya başlıyoruz. Önce ben hedefin kolundan ayrılıp F - 5'in karnını göstererek hedefin koluna yanaşıyorum. Sonra ÇELİK ayrılıp aynı işi yapıyor. Kola yanaşmada iki numara karnını göstererek kola girmeye çalışırsa, bir numara bu adam bana çarpacak diye hemen kaçınmaya başlar. Garibim komşu pilot kim bilir nasıl ter döküyordur? 40 bin feet'e geldik. Artık tırmanmaktan vazgeçti.

Radar kanalında ev sahibi olan Bandırma Üs'sünden iki hava savunma uçağının bize doğru yaklaştığını duyuyoruz. Hedefi onlara teslim ediyor ve BACKFIRE pilotunu kendi derdi ile başbaşa bırakıp Bandırma'ya dönüyoruz.

Mutluyuz. Bir yere kaçamazlar artık.